31 Aralık 2008 Çarşamba
Şirket Vizyonu
Bazı yazarların tanımladığı gibi elle tutulur orta veya uzun vadeli tanımlanabilir ve ölçülebilir hedefler ile ilgisi yoktur, sadece sizin yaptığınız veya yapmayı düşündüğünüz işin sonunda varmasını istediğiniz, hayal ettiğiniz ve vardığınızda coşku içerisinde kalacağınız son hedeftir.
İş Planınızın Vizyon bölümü mümkün olduğunca genişletilmiş, ideallerinize en yakın, çoşkularınızı, tutkularınızı, hayallerinizi ifade ettiğiniz bir bölüm olmalıdır, 'vay be' dedirtebilmelidir. İnsanları düşündürmeli, tutku ve çoskuyu onlara iletebilmeli ve yaratmak istedğiniz işin resmini başkalarına iletebilmeli ve onları da heyecanladırabilmelidir.
Vizyon kısmının bu yapısı diğer insanların bunu sorgulayarak düşünmediğiniz şeyleri düşünmenize, yeni fırsatları yakalamanıza olanak verecektir.
Bu bölüm analitik bir bölüm olmayacaktır, vizyonunuzu ne kadar kısıtlarsanız heyecan ve çoşkunuzu o ölçüde düşürüsünüz, size heyecan ve çoşku vermeyen bir şey başkaları için de heyecansız ve sıkıcı olacaktır. Projenizi borç almak için bankaya, ortak almak için yatırımcılara sunarken onları heyecanlandırıp coşkulandırmaz iseniz, şansınız o oranda azalacaktır.
Aynı şeyler mesai arkadaşlaarınız ve çalışanlarınız için de geçerlidir, insanlar yüksek hedefleri paylaşmayı ve bunlara katılmayı daha büyük bir çoşku ile benimserler.
Vizyon bölümünde kendinizi kısıtlamayın, tüm hayallerinizi en geniş şekli ile dökün. Unutmayın, zaman geçtikçe vizyonunuz da değişecektir ama bu değişiklikleri beklerseniz Hiçbir zaman vizyonunuzu yazamasını. Vizyonunuzu bugünkü hali ile yazın.
21 Aralık 2008 Pazar
İş Planının Fiziksel Özellikleri
İletişimin temel ögelerinden olan ilk 3 saniye prensibi İş Planınızın fiziksel özellikleri için de geçerlidir. Yeni karşılaştığınız bir kişi hakkında 3 saniye içerisinde o kişiyi değerlendir ve o kişi hakkında bir fikir edinirsiniz.
Bu fikirden geri dönüş çok zordur, bu fikri edinirken nasıl etkilendiğiniz temel şeyler kişinin dış görünümü, giyimi, duruşu, yüzünün ve bedeninin ifadesi, beden dili gibi şeylerdir. Aynı şekilde diğer insanlar da, sizin hakkınızda, sizinle ilk karşılaştıkları 3 saniye içerisinde bir fikir sahibi olurlar.
Bu fikir ve yargının değiştirilmesi çok zordur ve zaman alır. İkinci bir ilk 3 saniye şansınız yoktur.
Hazırladığınız bir ödevi, raporu ve burada konumuz olan İş Planını eline alan kişi ilk 3 saniye içerisinde İş Planının fiziksel özelliklerine ve sunumuna bağlı olarak bir yargıya varacaktır. Bu yargı, ne yazık ki sadece rapor konusunda değil, onu hazırlayan kişi hakkında da olacaktır.
Önünüze herhangi bir konuda hazırlanmış iki rapor – ödev veya İş Planı Geldiğini düşünün. Bunlardan ilki, kötü bir kağıda düzensiz yazılmış, sayfalardaki karakter setleri birbirine uymayan, iğne ille tutturulmuş, plastik bir dosya içerisine iliştirilmiş, diğeri ise güzel ve tok bir kağıda düzenli ve özenli bir şekilde yazılmış, karton bir cilt içerisinde sunulmuş olsun. Hangisini daha ciddiye alacaksınız, hangisini hazırlayan kişiye daha çok güven duyacaksınız ?
Sanırım bunun yanıtı çok açık, günümüzdeki teknik olanakları, hele biraz da yaratıcı olarak kullanırsanız hazırladığınız İş Planlarına katacağınız profesyonellik raporlarınızın daha ön plana çıkmasına ve ciddiye alınmasına destek olacaktır.
15 Aralık 2008 Pazartesi
Her İş Planı Yanlıştır
bittiği andan itibaren yanlıştır çünkü
varsaydığımız dış parametrelerin çoğu
değişkenlik gösterecek ve yaptığımız
planı etkileyecektir. Değişmeyen tek şet
değişimin kendisi olacağı gerçeğinden yola
çıkarak iş planımızı sürekli güncellemeliyiz.
Bun yapmadığımız takdirde hazırlamış
olduğumuz iş planı rafımızda çok hoş
görünümlü bir dosya olarak kalacaktır ama bize yararı bozuk
bir pusuladan daha farklı olmayacaktır.
İş Planı Canlıdır da vurgulandığı
gibi iş planımızı sürekli güncellemeli ve
sapmaları görerek hedefimize yönelmeliyiz.
İş Planı Konusundaki Genel Yanılgılar
1. İş Planına ihtiyacım yok çünkü tüm işi kendi sermayem ile yapıyorum,
2. İş Planına ihtiyacım yok, çünkü mal/hizmet kendi kendisini satıyor,
3. Kısa zamanda kara geçeceği çünkü yaptığım işi çok iyi biliyorum,
4. İş Planı sadece yeni başlayacak işler için yapılır,
5. İş Planı yapacak vaktim yok,
6. İş Planı sadece kredi almak için gerekir,
7. İş Planımı başkalarının yapması gerekir,
8. İş Planını sadece ben yapabilirim,
9. İşim çok küçük, iş planı sadece büyük işler için gerekir,
10. İş Planı yapmak ve yatırmak hem çok zaman gerektirir hem de çok pahalıdır.
Yukarıdakilerin tamamının cevabı hayırdır, bunları teke tek açıklamaya gerek yok. Her boyuttaki ve her dönemdeki işin neredene gelip nereye doğru gittiğini görmek için muhakkak bir iş planı yapılmalıdır, aksi halde iş sizin istediğiniz yöne değil başka yönlere doğru gidecektir ve hedefi olmayan bir macera hiçbir zaman sizin isteklerinizi yanıtlamayacaktır.
1 Aralık 2008 Pazartesi
Mükemmeliyetcilik En Büyük Düşmandır
Geçenlerde okuduğum bir Tom Peters makalesinde geçiyordu, “mükemmeliyetçilik en büyük düşmandır, mükemmele ulaşmak için harcadığımız zaman, hiç bir şey yapmamak için kullanılan en iyi özürdür“.
Çok doğru bence, bundan yola çıkarak bu bloga başladım, yıllardır düşündüğüm, en iyi hale getirmeye çalıştığım bu konu hala istediğim noktaya ulaşmamıştı, ama yine bir Tom Peters makalesinden yola çıkarak başladım.
Aynı şey iş planımız için de geçerli, mükemmel iş planını yapmak için harcıyacağımız zaman bizi geçiktirecek ve sürekli olarak plansız yürümeye zorlıyacaktır. İkinci Dünya Savaşının ünlü komutanlarından General Patton' ın da dediği gibi, “Üzerinde hemen çalışılabilecek iyi bir plan, haftaya hazır olacak mükemmel bir plandan daha iyidir.“.
Elimizde varolan tüm bilgileri hemen kullanarak İş Planımızı yapmalıyız, ve zamanla bu planı sürekli geliştirerek güncelleme çalışmalarını sürdürmeliyiz.
27 Kasım 2008 Perşembe
İş Planı Canlıdır
İş Planı yaşıyan bir dökümandır, ve öyle de olmalıdır.
Eğer il planını hazırladıktan sonra, tamam ben işimi yaptım deyip rafa kaldır dı iseniz büyük bir sorunuz var demektir. Diğer bir deyişle bilmediğiniz bir yolda, cebinizdeki haritayı kullanmadan yol alıyorsunuz.
İş planı sürekli güncellenmesi gereken bir dökümandır, ancak bunu yaptığınız zaman yol gösterici niteliği devam edecektir.
Satış öngörüleri, fiyatlar, maliyetler gibi tüm varsayımlar periyodik olarak güncellenmeli ve bu güncellemelerin hedefinize varışınızı nasıl etkileyeceği gözlemlenmelidir, ancak bunları yaparsanız yol haritası niteliğini korur.
26 Kasım 2008 Çarşamba
Kriz Döneminde İş Planı
Evet sonunda beklenen oldu ve tüm dünya ile birlikte uzun sürecek gibi görünen büyük bir krizin içine girdik. Bu daha önce yaptığımız iş planında öngörebilmişmiydik ? Muhtemelen hayır, yani şimdi iş planımız yanlışmı ? Muhtemelen evet, artık bunun üzerinde yeniden çalışmaya başlayıp gerekli revizyonları yapmanın zamanı.
Unutulmaması gereken iş planının yaşayan bir döküman olduğu ve sürekli revize edilmesi gereği, değişim kaçımılmaz bir gerçektir ve değişimin tüm parametrelerini herzaman öngermek mümkün değildir.
Kriz dönemlerinde varolan müşterileri elde tutmaya, yeni müşteri kazanma çalışmalarından çok daha fazla önem vermek gerekebilir, hemen satış öngörüleri elden geçmeli, maliyet ve masraflar mümkün olduğunca minimize edilerek palnımızı güncelleştirmeliyiz. Önemli olan uzun dönem plan içerisinde kısa dönemleri gözden kaybetmemektir.
Peki iş planımız yok ise ne yapacağız ??
HEMEN İŞ PLANI HAZIRLAMAK İÇİN KOLLARI SIVAYACAĞIZ
Evdeki Hesap Çarşıya Uymaz
İş Planı Yol Haritanızdır
Alice : Buradan gitmek için bana hangi yolu izlemem gerektiğini söyler misin?
Cheshire Kedisi : Nereye gitmek istediğine bağlı bu.
Alice : Neresi olduğunun önemi yok!
Cheshire Kedisi : O zaman hangi yol olduğunun da bir önemi yok.
Alice : Sonunda herhangi bir yere varsın da.
Cheshire Kedisi : Elbette varacaksın. Eğer yeterince uzun yürürsen.
İş Planı Fizibilite Çalışması Değildir
Zaman zaman iş planı ile fizibilite çalışmasının karıştırıldığını, her ikisinin de aynı şey olarak algılandığını görmekteyiz. Bunun temel nedenlerinden en önemlisi, he ikisinde de bazı ortak unsuların bulunmasından kaynaklanmaktadır, ancak bu ortak unsular her ikisinin bir birinin yerini almasını sağlamaz.
Fizibilite çalışması, ‘Bu iş yapılabilir mi ? ‘ sorusuna yanıt arayan bir araştırma niteliğindedir. Herhangi bir fikrin olurunu araştırır ve bu fikrin olup olmayacağı konusunda karar verilmesine yarayacak verileri oluşturur. Bunu yaparken de , o işin başarıya ulaşması için değişik alternatif senaryoları inceler, bu alternatif senaryoların en başarılı olması muhtemel olanını belirler. Diğer bir anlatımla, fizibilite çalışması, proje aşaması öncesinde, projeye (veya fikre) başlanıp başlanmaması kararının verilmesini sağlar.
İş planı ise bir planlama aracıdır, fizibilite çalışmasında yapılmasına karar verilen projenin, fikir düzeyinden gerçek yaşama geçişini sağlar ve bu yolda yapılması gerekenleri belirler. Ayıca, iş planı halen yürümekte olan işlerin de gelecekte varacağı yerleri gösterir. Fizibilite çalışmasında belirlenen en iyi alternatif senaryo, iş planının temelini oluştur ve yapılacak işin nasıl yapılacağı konusundaki yol haritasını çizer. Fizibilite çalışması sonucu, yapılması düşünülen iş konusunda olumsuz bir karar verilir ise iş planı yapılmasına gerek kalmaz.
İş-Planı Nedir? Kimler İçin Hazırlanır?
İş Planı, öncelikle sizin için hazırlanmalıdır, siz işin sahibi, yöneticisi veya bir fikri işe dönüştürmeye çalışan bir girişimci olabilirsiniz, iş planı sizin içindir.
Bir bakkal dükkânının, küçük - orta bir boy bir işletmenin sahibi / yöneticisi veya çok büyük bir işletmenin herhangi bir kademedeki yöneticisi yaptığı işin nereye doğru gittiğini bilmek zorundadır, aksi halde boşuna çaba harcıyor olabilir. Nereye doğru gittiğinizi bilmek size yolda karşılaşabileceğiniz engelleri, bu engelleri aşmanın çözümlerini göstereceği gibi size yeni ufuklar da açacaktır.
Motosiklet dünyasında sıkça kullanılan çok sevdiğim bir deyiş vardır; Baktığın yere gidersin. Motor sürerken gideceğiniz yer, isteseniz de istemeseniz de baktığınız yerdir. Viraja girerken çıkış noktasına, tehlikeli bir durumda tehlike olan yöne değil, sizin kurtuluşunuzun olduğu yöne bakmak zorundasınız.
İşiniz de aynı şekilde baktığınız yöne gider, ama bir planınız yok ise gözleriniz bağlıdır.
Bu yolda giderken zaman zaman planınız ile gerçekleşenleri karşılaştırmanız, işinizin, kendinizin, çalışanlarınızın performanslarını değerlendirme olanağı sağlayacağından, gerekli önlemleri zamanında alma şansınız artacaktır.
Bu planı çalışanlarınızla, yöneticilerinizle paylaşmanız ve onların katılımını da sağlamıanz halinde onlar da planı sahipleneceğinden planın yürütülmesine destek vereceklerdir. Bu da, planın hedeflerine varması yolunda size büyük bir destek sağlayacaktır.Bu plan onlar için bir isteklendirme aracı, sizin için ise bir performans değerlendirme aracı haline gelecektir.
Bu plan, önünüze çıkacak dar boğazları zamanında görmenizi ve önlem almak için vakit kazanmanızı sağlayacaktır.
Finansal nedenlerle borçlanma veya ortak alma ihtiyacınız olabilir. Size borç vermeyi veya ortak olmayı düşünen kişi ve kuruluşları ikna edebilmeniz için işinizin nasıl gittiğini gösterecek tek araç iş planınızdır. Hiç bir kişi veya kuruluş nereye doğru gittiğini bilmediği bir işe para yatırmaz.Çalıştığınız kuruluşta büyümeye yönelik bir çalışmanızın veya yeni bir projenizin yönetim kurulundan desteğini nasıl sağlayacaksınız? Tabi ki onlara sağlıklı bir iş planı sunarak.
Sonuç olarak, yeni başlatılacak veya halen yürümekte olan her işin bugününü ve yarınlarını gösteren bir planı olmalıdır.
Giriş
27 yıllık profesyonel çalışma yaşamımda yüzlerce İş Planı yaptım, yaptırdım veya yapılmış olanları inceledim. İlk yaptığım İş Planlarında henüz internet yoktu, bu nedenle bulabildiğim çeşitli kitap ve makaleleri kullandım, ancak en önemli 2 bilgi kaynağım vardı ;
-
İncelediğim planlarda bilgi olarak neler aradığım,
- Yaptığım planlarda, o planı inceleyen kişilerin (yönetim kurulu, finans kaynakları, potansiyel ortaklar vb.) neler istediği.
Tüm bunları uzun yıllar içerisinde, çeşitli ülkeler deki deneyimlerim ile birleştirdiğimde hala gerek profesyonellerin, gerekse iş sahiplerinin bu konuda çok eksiği olduğunu gördüm.
Nedense bu konu okullarda ders olarak okutulması gereğine karşılık üzerinde yeteri kadar durulmayan, Türkçe kaynak araştırıldığında çok yetersiz kaynak bulunan bir konu, buna karşılık www.amazon.com a gittiğinizde yüzlerce kitap bulabiliyorsunuz. Merak saiki ile aldığım kitapların bir çoğunun da yetersiz kaldığını gördüm ve bu nedenle bu blog çalışmasına başladım.